Tanzimat Fermanı’ndan Kanun-i Esasiye Gayrimüslimlerin Hukuksal Statüsünün Gelişimi

Author :  

Year-Number: 2025-2
Publication Date: 2025-11-30 21:09:13.0
Language : Türkçe
Subject : Yakınçağ; Siyasi; Toplumsal; Tarih
Number of pages: 47-62
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Bu çalışma, Tanzimat Fermanı’ndan Berlin Antlaşması’na (1839–1878) kadar olan süreçte Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim tebaasına yönelik hukukî dönüşümünü incelemektedir. Osmanlı, çok dinli yapısını uzun süre İslam hukukunun öngördüğü “zimmîlik” statüsü üzerinden düzenlemiştir. Ancak 19. yüzyılda Avrupa’daki modernleşme ve milliyetçilik etkisiyle bu sistem dönüşüme uğramıştır. Tanzimat ve Islahat fermanları ile eşitlik ilkesi hukuken tanınmış, Kanun-ı Esasi ile anayasal yurttaşlık kavramı şekillenmiştir. Bu reformlarla birlikte gayrimüslimler kamu hizmetlerine girebilmiş, mülk edinme ve siyasi temsil hakları kazanmıştır. Bununla birlikte reformlar, çoğu zaman iç taleplerden çok dış baskılarla şekillenmiş ve uygulamada büyük sınırlılıklarla karşılaşmıştır. Eşitlik ilkesi, toplumun hem Müslüman hem gayrimüslim kesiminde farklı algılanmış; kimi zaman toplumsal huzursuzluğu artıran bir unsur hâline gelmiştir. 1878 Berlin Antlaşması ile reformlar uluslararası denetime açılmış, gayrimüslim cemaatler Avrupa devletlerinin koruması altına girmiştir. Bu durum, Osmanlı egemenliğini zayıflatırken gayrimüslim-Müslüman ilişkilerinde derin bir kırılma yaratmıştır. Sonuç olarak Osmanlı'da eşit yurttaşlık anlayışı hukuken ilerici olsa da toplumsal ve siyasal düzlemde kalıcı bir dönüşüm yaratamamıştır. Zimmîlikten vatandaşlığa geçiş, reformlarla kurumsal olarak inşa edilmeye çalışılsa da zihinsel ve kültürel düzeyde içselleştirilemediği için sınırlı kalmıştır.

Keywords

Abstract

This study examines the legal transformation of non-Muslim subjects in the Ottoman Empire from the Tanzimat Edict to the Treaty of Berlin (1839–1878). For centuries, the Empire governed its multi-religious society through the Islamic concept of dhimmi status. However, under the influence of 19th-century European modernization and nationalism, this structure underwent major reform. The Tanzimat and Islahat Edicts introduced legal equality, and the 1876 Constitution institutionalized the notion of constitutional citizenship. These reforms granted non-Muslims access to public office, property rights, and political representation. Nevertheless, reforms were often driven by external pressures rather than internal consensus and faced significant limitations in practice. The principle of equality was perceived differently by Muslim and non-Muslim communities and sometimes fueled social tensions. With the 1878 Treaty of Berlin, minority rights became subject to international oversight, placing non-Muslim communities under the protection 
of European powers. This not only weakened Ottoman sovereignty but also deepened communal divisions. In conclusion, although the idea of equal citizenship in the Ottoman Empire marked a legal advancement, it failed to generate a lasting transformation at the societal and political levels. The transition from dhimmi to citizen was institutionally initiated but remained limited due to the lack of cultural and mental internalization. 

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics